89/1 Haciz İhbarnamesi ile Kıymetli Evrak Haczi Mümkün Müdür?
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Mahcuz Malları Muhafaza Tedbirleri başlıklı bölümü aşağıdaki şekildedir:
“Mahcuz Malları Muhafaza Tedbirleri
1- Taşınırlar hakkında
MADDE 88
Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetler ile altın, gümüş ve diğer kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder.
MADDE 89
Hâmiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.”
İcra ve İflas Kanununun üçüncü kişiler nezdinde bulunan alacakların haczine ilişkin 89. Maddesi ile taşınırlar hakkındaki 88. Maddesi ihtilafa yol açmış ve daha önce müteaddit defalar uyuşmazlığa konu olmuştur.
Konu hakkında Yargıtay kararları incelendiğinde; Bankalardan kıymetli evrak bedellerinin istenebileceği ve istenemeyeceği hususunun kıymetli evraktaki devir kabiliyeti çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir:
1- Prof. Dr. Baki Kuru: Takip borçlusunun bankada belli bir alacağının (mevduatının) veya malının (meselâ bonosunun) bulunduğu biliniyorsa, banka¬ya gönderilen birinci haciz ihbar¬namesinde, yalnız o belli alacak veya mal üzerine haciz konulduğu bildirilir ve bu halde buraya kadar ki açıklamalara göre işlem yapılır.
Fakat, alacaklı genellikle takip borçlusunun bankada alacağı veya malı olup olmadığını bilemez. Bu nedenle, birinci haciz ihbarnamesine, borçlunun bankadaki alacak, senet ve mallarından takip edilen alacak tutarı olan şu kadar lirayı karşılayacak kadarına haciz konulduğu yazılır. Böyle bir haciz ihbarnamesini alan bankanın, yukarıdaki misalde olduğu gibi, borçlunun bankada alacağı (mevduatı), senedi ve başkaca bir taşınır malı olup olmadığını araştırdıktan sonra cevap vermesi gerekir. Borçlunun bankada hem alacağı (mevduatı) hem de taşınır malı (meselâ, tahsil için vermiş olduğu bonosu) varsa, bankanın her ikisini de icra dairesine bildirmesi gerekir.
Hattâ, bankaya yalnız alacak veya yalnız taşınır mal için haciz ihbarnamesi gönderilmiş olsa bile, bankanın, borçlunun bankada alacağı (mevduatı), senetleri ve başka bir taşınır malı olup olmadığını araştırması, varsa hepsi hakkında icra dairesine bilgi vermesi gerekir. Çünkü, bankalara gönderilen basılı haciz ihbarnamesinin ihtar bölümünde, hem alacak hem de taşınır mallar için yazılar vardır ve bu yazıların ilgili olmayanları çizilmeden haciz ihbarnamesi düzenlenip, gönderilmektedir.
Kıymetli evraka bağlı alacaklar, İİK m.89’a göre haczedilemez. Ancak, örneğin bono tahsil cirosu ile bankaya verildiğinde, takip borçlusunun elinde değil, üçüncü kişinin elinde olacaktır. Üçüncü kişinin elinde bulunan bononun taşınır mal olarak haczi söz konusu olabilir. Bu nedenle bankaya tahsile verilmiş veya rehnedilmiş bonoların haczinde de İİK m.89 uygulanabilmelidir. (Baki Kuru)
2- Dr. Burcu YILMAZ: İİK m.89’daki “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı” ifadesi ikinci gruptaki kavramları karşılamaktadır.
Borçlunun üçüncü şahıslardan olan alacağının farklı şekillerde ortaya çıkabilmesi mümkündür. Borçlunun bir bankada bulunan mevduatı, üçüncü şahsa ödünç vermiş olduğu para, maaşlar, hayat sigortasından doğan hak ve alacaklar, kira alacağı, satmış olduğu malın bedeli, mülkiyeti muhafaza kaydıyla devredilen malın satıcısının alıcıdan olan ve henüz ödenmemiş bulunan alacağı örnek olarak sayılabilir.
Borçlunun üçüncü kişideki alacağı kendi elinde bulunan kıymetli evraka dayanmakta ise, bu kıymetli evrak taşınırlar gibi haczedilir.(İİK 88/1) Yargıtay, çeşitli içtihatlarında, bonoların, çeklerin, hâmiline yazılı olan ya da cirosu mümkün senetlerin, kısacası “kambiyo senetlerinin ve anonim şirket hisse senetlerinin, 89. maddeye göre üçüncü kişi senet borçlusuna (hisse senedini çıkarmış olan şirkete) ‘haciz ihbarnamesi’ gönderilerek haciz edilemeyeceğini, ‘senetlerin fiilen haczedilip, muhafaza altına alınması suretiyle -yani; İİK. M. 88’e göre- haciz edilebileceğini belirtmiştir.
Bu kural kamu düzeniyle ilgili emredici bir kural olduğundan buna aykırı olarak yapılan işlem süresiz şikayete neden olur. Alacak kıymetli evraka bağlı değilse, haczi 89. maddedeki prosedüre göre gerçekleşecektir. Yine borçlunun mülkiyetinde olup da vedia, ariyet, vekalet, rehin gibi herhangi bir nedenle üçüncü şahıs elinde bulunan kıymetli evraklar da -borçlunun üçüncü kişilerde bulunan taşınır mallarından olmaları sebebiyle- İİK m.89’a göre haczedilecektir. (Örn: Bankaya rehnedilen veya tahsil için verilen bono)
Yargıtay 12. HD E. 2016/9569 K. 2017/1238 T. 6.2.2017
“Kambiyo senetlerinin haczi İcra ve İflas Kanununun “mahcuz menkullere dair muhafaza tedbirleri” başlıklı 88. maddesinde düzenlenmiş olup, takip borçlusunun alacaklı durumda bulunduğu kambiyo senetlerinin İİK. 88. madde gereğince haczi mümkün bulunmaktadır. Ancak ilgili maddede cirosu kabil senetler bakımından fiili haciz zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. Senetlerin muhafaza altına alınması haczin geçerlilik koşuludur.
Bu sebeple borçlunun elinde bulunan kambiyo senetlerinin haczi ancak senedin fiilen ele geçirilmesi ile mümkün olup, senet borçlusuna haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle senede bağlanan alacağın haczi mümkün değildir. Buna karşılık, senedi elinde bulunduran üçüncü kişi açısından başkasına devir imkanı bulunmayan kambiyo senetlerinin ise İİK. 89. maddesinde belirtilen prosedürle haczi mümkündür, zira böyle bir durumda kambiyo senedi “borçlunun üçüncü bir kişi nezdindeki menkul malı” niteliği taşımaktadır.”
3- Gökçe ER: Kıymetli evraka bağlı alacaklar, İİK m.89’a göre haczedilemez. Ancak, örneğin bono tahsil cirosu ile bankaya verildiğinde, takip borçlusunun elinde değil, üçüncü kişinin elinde olacaktır. Üçüncü kişinin elinde bulunan bononun taşınır mal olarak haczi söz konusu olabilir. Bu nedenle bankaya tahsile verilmiş veya rehnedilmiş bonoların haczinde de İİK m.89 uygulanabilmelidir.
Yargıtay’ın yeni tarihli bir kararında da, “takip borçlusu tarafından üçüncü kişiye, örneğin bankaya verilen ve banka tarafından rehin hakkı bulunduğu ileri sürülen senetlerin İİK m.89 uyarınca haczi mümkündür” denmiştir.
Yargıtay 19. HD E. 2000/6124 K. 2000/6722 T. 12.10.2000
“Borçlunun üçüncü kişilerdeki hamiline veya cirosu kabil senede müstenid alacakları bu senetler borçlu elinde ise fiilen haczedilerek muhafaza altına alınarak haczedilmeleri gerekir. Takip borçlusu tarafından üçüncü kişiye örneğin bankaya verilen ve banka tarafından rehin hakkı bulunduğu ileri sürülen senetlerin İİK’nun 89. maddesi uyarınca haczi mümkündür. Zira bunların tedavül kabiliyetleri bulunmadığından İİK’nun 88. maddesi uyarınca: fiilen haczedilerek muhafaza altına alınması gerekmediğinden İİK’nun 19. maddesi uyarınca konulan haciz geçerlidir.”
Kanaatimizce, Yargıtay’ın yeni görüşü isabetlidir. Zira bankaya tahsile verilmiş kıymetli evrak, takip borçlusunun elinde değil, üçüncü kişinin (bankanın) elinde olduğundan, üçüncü kişide bulunan bono da taşınır mal olarak haczedilebilecektir. Alacaklı, takip borçlusunun, bankaya tahsile verilmiş veya rehnedilmiş kıymetli evrakının bulunduğunu bildirerek, bunun haczini icra müdürlüğünden isteyebilir. Bunun üzerine icra müdürlüğü bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderir.
4- Dr. Ahmet Cahit İYİLİKLİ: Tahsil cirosu, senetten doğan tüm hakları değil, sadece ciro edilen bankaya kendi adına, başkası hesabına senet bedelini kabzetmek yetkisini verir. Bu haliyle, ciro edilen banka, cirantanın temsilcisi pozisyonundadır543. Bilindiği üzere kıymetli evraka bağlı hak ve alacaklar için İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesine dayalı haciz ihbarnamesi gönderilemez. Ancak, tahsil cirosu ile bankaya verilen bono, takip borçlusunun elinde değil, üçüncü kişi konumundaki bankanın elindedir. Bu haliyle, bononun menkul mal olarak haczi söz konusu olup, bankaya tahsil cirosu ile devredilen bononun haczinde, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi uygulama alanı bulacaktır.
Zira bu halde, kıymetli evrakın tedavül kabiliyeti de sona ermiştir. Yargıtay da, haczolunan banknotlar, hamiline ait senetlerle, poliçe vesaire cirosu kabil senetleri icra dairesinin muhafaza edeceğini belirterek; bu tür kıymetli evrakın, mülkiyetin devri dışında bir sebeple üçüncü kişinin elinde olması halinde, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesine dayanılarak haczedilebileceğini kabul etmiş ve kararında aynen şu hususlara yer vermiştir;
Alacağı temsil eden (hamiline veya cirosu kabil) bu senetler, mülkiyetin devri dışında herhangi bir hukuksal nedenle (rehin, vekâlet, intifa, vedia gibi) borçludan çıkarak, üçüncü şahıslar elinde bulunabilir. Bu durumda belirtmek gerekir ki, İcra ve İflâs Kanunu 89. Maddesinde ifade edilen borçlunun üçüncü şahıs elindeki kıymetli evrakı, menkul malı niteliğindedir.
Yani burada sözü geçen üçüncü şahıs, hamiline veya cirosu kabil senedin borçlusu olmayıp, rehin, vedia, vekâlet gibi hukuksal ilişkinin tarafı olan üçüncü şahıstır. Bu nedenle örneğin takip borçlusuna ait olmakla birlikte, üçüncü kişide rehinli bulunan hamiline veya cirosu kabil senetler, İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesinde yazılı merasim yerine getirilerek (fiili haciz ve el koyma zarureti olmaksızın) haczedilebilir.
“Kıymetli evraka bağlı hakların haczinde, senetler görülerek ve icra dairesince muhafaza altına alınarak üçüncü şahısların senetlere zilyet bulunması halinde ise fiilen senetleri görme ve el koyma zarureti olmaksızın, sadece senetler zikredilerek haciz kararı alınması sureti ile mümkündür. Son halde tedbiren İİK 89/1 tebligatının üçüncü şahıslara yapılması da lazımdır.” Domaniç, s.769.
Nihai olarak; Yargıtay’ın eski tarihli içtihatlarında Bankalarda bulunan mevduat, menkul mal tanımı daha dar yorumlanırken; güncel kararlarda bu tanım geniş tutulmuş ve tahsil amacıyla Bankaya tahsil amacıyla verilen kıymetli evrakların bedellerinin -üçüncü kişi elinde bulunan mal olması hasebiyle- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.89/1 çerçevesinde bankadan talep edileceği görüşü benimsenmiştir.
Fiili olarak tedavül kabiliyeti bulunan kambiyo senetleri açısından İİK m.88 çerçevesinde haciz işlemi uygulanması gerekirken; Bankaya rehin ve tahsil amacıyla bırakılan kambiyo senetlerinin artık Banka tarafından üçüncü bir kişiye ciro edilmeyecek olması / tedavül etmemesi nedeniyle üçüncü kişiler nezdindeki menkul mal sayılması gerekecek ve İİK m.89 çerçevesinde haciz tatbik edilmesi gerekecektir.
Av. Bilal AKBABA
info@saribasakbaba.av.tr
KAYNAKÇA
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.88 ve 89
Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Kanunu’nun 89. Maddesinde Yapılan Değişiklikler
Av. Talih UYAR, Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki Hak ve Alacaklarının Haczi
Yargıtay İçtihatları