İzahnameden doğan sorumluluğa ilişkin temel düzenlemeler 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu m.10 ve m.32’de hüküm altına alınmıştır. Sermaye Piyasası Kanunu m.32’de izahname de dahil kamuyu aydınlatan belgelerden doğan sorumluluk esasları belirlenmiştir. Sermaye Piyasası Kanunu m.10’da ise, izahnameden doğan sorumluluğa ilişkin olarak özel bir düzenleme öngörülmüştür.

Sermaye Piyasası Kanunu m.10 düzenlemesi yalnızca izahnameden doğan sorumluluğu düzenlemesi sebebiyle, kamuyu aydınlatma belgelerine ilişkin genel sorumluluğu düzenleyen Sermaye Piyasası Kanunu m.32 hükmüne göre özel düzenleme olarak öngörüldüğü için, konunun değerlendirilmesinde temel olarak 10. madde esas alınacaktır. Sorumluluk, ispat yükü ve zamanaşımına ilişkin olarak ise genel düzenleme olan Sermaye Piyasası Kanunu m.32 göz önünde bulundurulacaktır.

İzahname niteliği gereği Sermaye Piyasası Kanunu m.32 uyarınca bir kamuyu aydınlatma belgelerindendir. Sermaye Piyasası Kanunu m.10’da izahnameden dolayı sorumlu olabilecek kişiler sınırlı sayıda belirtilmiş olup, 32. maddede ise, sınırlı sayı ilkesi benimsenmeyerek 10. maddede sayılan kişilere ek olarak belirli kişiler sayılmıştır.

İlgili tebliğ maddesinde izahnamenin ihraççı ve varsa halka arz eden ve yetkili kuruluş tarafından imzalanması gerektiği belirtilmiş olup,[1] Sermaye Piyasası Kanunu m.10’da belirtilen kişiler daha kapsamlı olduğu görülmektedir. Bu çerçevede, işbu çalışma kapsamında, Sermaye Piyasası Kanununun 10. maddesinde belirtilen kişilerle sınırlı olarak izahnameden doğan sorumluluk incelenecektir.

Kamuyu aydınlatmaya ve esasında izahnameye ilişkin diğer bir düzenlemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 549 maddesinde yapıldığı görülmektedir. Türk Ticaret Kanunu ile Sermaye Piyasası Kanunu arasındaki uygulanış sırası göze alındığında, Sermaye Piyasası Kanunu m.2/2’de eğer bu kanunda veya alt düzenlemelerinde hüküm olmaması halinde genel hükümlerin, ticari iş bağlamında, Türk Ticaret Kanununun uygulanacağı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, konumuz açısından Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre Sermaye Piyasası Kanunu ve alt tebliğ düzenlemeleri öncelikli olduğundan Sermaye Piyasası Kanunu m.10 ve m.32 bağlamında konu ele alınacaktır.

1)Sorumlu Kişiler

a) Birincil Nitelikteki Sorumlular

Sermaye Piyasası Kanunu ve tebliğ hükümlerine göre, izahnamede yer verilen bilgilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik olması durumunda doğan zararlardan ihraççının sorumlu olacağı belirtilmektedir. (SerPK m.10/1, Tebliğ m.25)

b) Tali Nitelikteki Sorumlular

Sermaye Piyasası Kanunu ve Tebliğ hükümlerine göre, halka arz edenler, ihraca aracılık eden kurum/kuruluşlar, varsa garantör ve ihraççının yönetim kurulu üyeleri tali nitelikte sorumlu olacaklardır.[2] Bu kişilerin tali nitelikte sorumlu olma sebebi, verilen zararın ihraççılardan tazmin edilememesi veya bunun açıkça anlaşılması halinde sorumlulukları söz konusu olmasından dolayıdır.

Zararın ihraççıdan tazmin edilemediğinin veya tazmin edilemeyeceğinin açıkça belli anlaşılması durumlarının nasıl tespit edileceğine ilişkin mevzuatta bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanaatimce, aciz belgesi alınması, ihraççının konkordatoya başvurulmuş olması, ihraççı hakkında iflas kararının bulunması halleri bu kapsamda değerlendirilebilecektir.

c) Hazırladıkları Rapor Kapsamında Sorumlular

Bağımsız denetim, değerlendirme ve değerleme kuruluşlarının sorumluluğu, sadece izahname içeriğinde bulunması için hazırladıkları raporlarla sınırlı olacaktır.[3]

2) İzahnameden Doğan Sorumluluğun Türü

a) İhraççı Açısından Sorumluluk

Sermaye Piyasası Kanunu ve Tebliğ’in ilgili hükümleri incelendiğinde, herhangi bir kusur şartı aranmaksızın ihraççının yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgilerden kaynaklanan zararlardan sorumluluğu olduğu belirtilmektedir. Bu anlamda, ihraççının sorumluluğunun bir kusursuz sorumluluk olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, ihraççı izahnamede yer alan yanıltıcı, eksik bilgilerin kendi kusurundan kaynaklanmadığını, izahnameyi hazırlayan kişilerin kusurundan kaynaklandığını belirterek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Kusursuz sorumluluğun öngörülme sebebi sermaye piyasasına güvenin sağlanması ve yatırımcının korunması ilkeleridir. [4]

b) İhraççı Dışındaki Tali Sorumlular Açısından Sorumluluk

Sermaye Piyasası Kanunu m.10 hükmünde sayılan tali sorumlu kişiler olan halka arz edenler, ihraca aracılık eden kurum/kuruluşlar, varsa garantör ve ihraççının yönetim kurulu üyelerinin, izahnamedeki yanlışlık, yanıltıcılık ve eksikliklerden sorumluluğu ancak bir kusurları bulunmakta ise doğacaktır. Burada dikkat çeken husus ise, bu kişilerin sorumluluğunun ancak kendilerine yükletilebilen derecede oluşmasıdır. Bu hüküm uyarınca, sayılan kişiler ancak kendi kusurları sonucunda yatırımcı ne kadarlık bir zarara uğramış ise, yalnızca bu zarar tutarından sorumlu olacaktır.

Sorumluluğun türü açısından ise, Sermaye Piyasası Kanunu m.10’da açıkça bu kişiler açısından kusur şartı arandığı için bu kişilerin sorumluluğu kusur sorumluluğu olarak değerlendirilecektir.

3) Sorumluluk Şartları

İzahnamenin düzenlendikten sonra, yatırımcının uğradığı zararın tazmin edilebilmesi için Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili Tebliğ kapsamında belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Şartları saymak gerekir ise;

  • İzahnamede yer alan bilgilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik olması,
  • Zarar,
  • Kusur, (ihraççı haricindeki tali sorumlu kişiler açısından)
  • İlliyet bağı.

İlk şart olarak, herhangi bir bilgi eksikliği değil, yatırımcının yatırım kararını etkileyecek nitelikte bir bilginin eksik, yanıltıcı veya yanlış olması gerekmektedir.[5]

İkinci şart olarak, zararın oluşması gerekmektedir. Zarar oluşmadığı sürece, sorumluluk şartları eksik kalacağından, ilgili kişilerin sorumluluğu doğmayacaktır.

Üçüncü şart olarak, kusurun varlığı gerekmektedir. Kusurun varlığı, yukarıda bulunan tali sorumlular kısmında detaylıca açıklandığı üzere, yalnızca tali sorumlular açısından aranmakta olup, ihraççılar açısından aranmayacaktır. Zira, ihraççılar açısından bir kusursuz sorumluluk hali söz konusudur.

Son şart olarak ise, izahnamede yer alan bilgilerdeki yanıltıcılık, eksiklik veya yanlışlık ve oluşan zarar arasından bir illiyet bağının varlığı gerekmektedir. Sermaye Piyasası Kanunu m. 32’de karine olarak illiyet bağının varlığının kabul edileceği durumlar açıklanmıştır. Bu karine uyarınca, izahnamenin geçerlilik süresi boyunca, yani 12 ay boyunca, izahnamede yer alan bilgilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik olduğunun ortaya çıkmasından hemen sonra paylarla ilgili yapılan alım veya satım işlemleri sonucunda yatırımcının malvarlığında azalma meydana geldiyse zarar ile izahnamedeki yanlışlık, yanıltıcılık veya eksiklik arasında illiyet bağı var kabul edilecektir.

4) Sorumluluktan Kurtulma Halleri ve Sermaye Piyasası Kanununda Belirtilen Özel Durum

Önemle belirtmek gerekir ki, izahnameden doğan sorumluluğu ortadan kaldırmaya yönelik yapılan sözleşmeler geçersiz olacaktır. Bu kapsamda, taraflar arasında sorumsuzluğa yönelik bir sözleşme/anlaşma bulunsa dahi, sorumluluk hali ortadan kalkmayacaktır.

a) Kusursuzluğun İspatı

Sermaye Piyasası Kanunu m.10 ve m.32 uyarınca tali sorumlular (ihraççı dışında sayılan sorumlular) getirilen kusur şartı nedeniyle, izahnamedeki bilgilerin eksikliği, yanıltıcılığı veya yanlışlığı dolayısıyla yatırımcının zarar görmesinde, sorumlu tutulmak istenen kişi, herhangi bir kusurunun bulunmadığını ispatladığı takdirde, bu zarardan dolayı sorumlu olmayacaktır.

İhraççı açısından getirilen sorumluluk, kusursuz sorumluluk haline dayandığı için kusurunun bulunmadığı yönündeki taleplerin hukuki bir sonucu olmayacaktır.

b) Zamanaşımı

Sermaye Piyasası Kanunu m.32/6 hükmü uyarınca, izahnameden kaynaklı zarar görenlerin tazminat talepleri, 4. fıkrada belirtilen zararın meydana geldiği tarihten itibaren 6 ay içinde zamanaşımına uğrayacaktır. 4. Fıkra uyarınca zarar kavramı ise, izahnamedeki yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgi yerine ortaya çıkan gerçek bilgi üzerine payla ilgili yapılan sermaye piyasası işlem tarihini ifade eder. Çünkü zarar gerçek bilginin ortaya çıkması üzerine söz konusu sermaye piyasası işleminin yapılmasıyla yatırımcının malvarlığında meydana gelecek azalma ile ortaya çıkacaktır.[6]

c) Sermaye Piyasası Kanununda Sayılan Durumların Varlığı Halinde Tazminat Talebinin Reddine İlişkin Özel Hüküm

Sermaye Piyasası Kanunu m.32/5’te sayılan durumların varlığı halinde, izahnamenin yanlış, yanıltıcı veya eksik olmasından kaynaklanan ve yatırımcının uğramış olduğunu iddia ettiği zararların tazminine ilişkin talebinin reddedileceği belirtilmiştir. Bu maddeye göre;

  • Sermaye piyasası araçlarının alım veya satımının, kamuyu aydınlatma belgesine dayanmaması,
  • Sermaye piyasası araçlarının alım veya satımının kamuyu aydınlatma belgelerinde yer alan bilgilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik olduğu bilinmesine rağmen yapılması,
  • Kamuyu aydınlatma belgelerinde yer alan yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgilere ilişkin düzeltmenin, yatırım kararının verilmesinden veya bu belgeye dayanarak işlem yapılmasından önce ilan edilmiş olması,
  • Kamuya açıklanan belgede yer alan bilgiler yanlış, yanıltıcı veya eksik olmasaydı dahi yatırımcıların zarara uğrayacak olmaları halinde tazminat talebi reddedilir.

Sermaye Piyasası Araçları ve Sermaye Piyasası Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar kapsamında bilgi almak istemeniz ve yine söz konusu işlemlerle ilgili hukuki danışmanlık talep etmeniz halinde iletişim kanallarımız üzerinden tarafımıza ulaşabileceğinizi bilgilerinize sunarız.

Av. Mehmet Said SARIBAŞ
info@saribasakbaba.av.tr

 

[1] II-5.1 nolu İzahname ve İhraç Belgesi Tebliği m. 7/4 hükmü.

[2] 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu m. 10/1 hükmü ve II-5.1 nolu İzahname ve İhraç Belgesi Tebliği m. 25 hükmü.

[3] Uçar, s. 97-98; bu yönde kanun hükmü için bkz; 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu m. 32/2.

[4] Uçar, s. 108-109.

[5] Uçar, s. 122-123.

[6] Uçar, s. 135.