Nakdi / Gayrinakdi Kredi Ayrımı ve Birbirinden Farkları

I) KREDİ TANIMI VE UNSURLARI

Nakdi / Gayrinakdi Kredi Ayrımı ve Birbirinden Farkları : Kredi işlemlerine ilişkin olarak temel düzenlemeler, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.48 ve devamında yapılmıştır. Bankacılık Kanunu m.48’de temel olarak krediler, kredi sayılan işlemler sayılmış olup, herhangi kredinin tanımı yapılmamıştır. Kredinin tanımı doktrinde farklı şekillerde yapılmıştır. Bir görüşe göre,[1] “Mal veya para cinsinden bir değerin belirli bir süre sonunda ve belirli koşullarla geri alınmak üzere verilmesi veya verilmiş bir varlığın ödenmesine garanti sağlanması veya kefil olunması” şeklinde, diğer bir görüşe göre ise,[2] “Bugünkü para veya parayla temsil edilen bir değerin, ilerideki bir para veya başka bir değerle değiştirilmesi işlemi” olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanımlar doğrultusunda, kredinin tanımını “Genellikle bankaların belirli bir riski üstlenmesi suretiyle, belirli şartlarla ve belirli süre sonrasında mal veya para cinsi üzerinden belirlenen değerin geri alınmak suretiyle müşterileriyle kurduğu ve yasalarda sınırları çizilen şekilde kullandırılan nakdi veya gayrinakdi değerler” olarak yapabiliriz.

Kredi temel olarak dört unsurdan oluşmaktadır. Bunlar; zaman, güven, risk ve gelir unsurları olarak sayılabilir. Zaman unsurundan, kredi alanın belirli bir süre sonrasında ilgili meblağı iadesini; güven unsurundan, ilgili meblağın geri ödeme koşulu taşımasını; risk unsurundan, kredi vadesi gelene kadar ve kredi borcu ödeninceye kadar bir riskin mevcut olması; gelir unsurundan ise, kredi verenin kredi ilişkisinden dolayı bir gelir elde etmesi anlaşılacaktır.[3]

II) KREDİ TÜRLERİ

Kredi türleri doktrinde ve uygulamada çeşitli ayrımlara tabi tutulmaktadır. Doktrinde, kredi taahhüdünün konusuna göre, kullanım amacına göre, niteliğine göre, vadelerine göre, teminatlarına göre, kullananlara göre ve para birimine göre çeşitli ayrımlar yapılmaktadır.

Doktrindeki bir görüşe göre krediler; niteliklerine göre, nakdi ve gayrinakdi krediler; vadelerine göre, kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli krediler; teminatlarına göre, teminatlı ve açık krediler; kullananlara göre, doğrudan ve dolaylı krediler; para birimine göre, Türk Lirası ve döviz kredileri olarak sınıflandırılmaktadır.[4] Diğer bir görüşe göre ise; kredi taahhüdünün konusuna göre, nakdi ve gayrinakdi krediler; kullanım amacına göre, yatırım, alt/üst inşaatlar ve imalat kredileri olarak ayrım yapılmıştır.[5]

III) KREDİ OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEYECEK RİSKLER

Bankalar tarafından verilen her kredinin banka açısından bir risk doğuracağı kuşkusuz olup, ancak, banka için risk doğuran her işlem bir kredi sayılamayacaktır. Risk, nakdi ve gayrinakdi kredileri kapsayan çok daha geniş bir kavram olarak kabul edilmektedir.[6] Kredi, teknik olarak risk altına girilen durumda bir gerçek veya tüzel kişiye rücu edebilmesini ifade etmekle birlikte, bankanın risk altına girmek suretiyle rücu etmesinin mümkün olmadığı durumlar da Bankacılık Kanunu m. 48 anlamında kredi sayılmıştır. Örneğin, bankanın ortaklık payları, vadeli işlem, opsiyon sözleşmeleri.[7]

Bankanın bir haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir alacağının mevcudiyeti halinde, rücu hakkı bulunsa dahi Bankacılık Kanunu anlamında bir kredilendirme işlemi yok ise, bu işlemler kredi sayılmayacaktır. Kredilendirme işlemi, bankanın hukuki bir işlem sonucu rücu hakkının ortaya çıkması halinde kabul edilebilecektir.[8]

IV) BANKACILIK MEVZUATI AÇISINDAN KREDİLER VE KREDİ SAYILAN İŞLEMLER

Krediler ve kredi sayılan işlemler, Bankacılık Kanunu m.48’de sayılmaktadır. Bu madde hükmüne göre, krediler aşağıda sayılan şekilde sayılmaktadır.

  • Bankanın verdiği nakdi krediler,
  • Bankanın verdiği gayrinakdi krediler, (teminat mektubu, kefalet, aval, ciro ve kabuller)
  • Bankanın satın aldığı tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları,
  • Bankanın tevdiatta bulunması suretiyle veya herhangi şekil ve surette vereceği ödünçler,
  • Bankanın varlıklarının vadeli satışından doğan alacakları,
  • Bankanın ters repo işlemlerinden doğan alacakları,
  • Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ve benzeri diğer sözleşmeler,
  • Bankanın ortaklık payları,
  • Kurulca kabul edilen işlemler.

Bankacılık Kanunu haricindeki özel kanunlarda da gayrinakdi kredi ilişkisi olduğu kabul edilen durumlar da bulunmaktadır. Örneğin, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun m. 3/3 uyarınca, çek kanuni karşılık tutarının ödenmesi, muhatap banka ile müşterisi arasındaki gayrinakdi kredi ilişkisi olarak belirtilmiştir.

A) Nakdi Krediler

Nakdi krediler, bankaların müşterilerine nakit ödemek suretiyle kullandırılan kredilerdir.[9] Diğer bir tanıma göre ise, bankanın satın alma gücünü para olarak devrettiği kredilerdir.[10] Nakdi kredilerin kapsamına, bankalar tarafından nakit veya nakit karşılığı malvarlığı olarak verilen tüm değerler girecektir. Bankacılık Kanunu m.48’de sayılan ve/veya özel düzenlemelerde zikredilen Türk Lirası, döviz, döviz endeksli nakit krediler, altın, gümüş, platin kredileri, tüketici kredileri, konut kredileri, vadesi geçmiş nakdi krediler ve tahakkuk etmekle birlikte tahsil edilmemiş faizler nakdi krediler olarak sayılabilecektir.[11]

Nakdi krediler genel olarak üç farklı şekilde kullandırılabilir. İlk olarak, kredi tutarının tamamı tek seferde kredi müşterisine ödenip, belirlenen vadelerde faiz veya kar payı ile birlikte tahsil edilerek borç tasfiye edilebilir. İkinci olarak, kredi müşterisine cari hesap açılıp, müşterinin ihtiyacı oldukça bu hesaptan geri ödeme yapmak suretiyle kredi kullandırılabilir. Üçüncü olarak ise, kredi müşterisinin temlik cirosu ile bankaya tevdi ettiği kıymetli evrak peşin değeri karşılığında banka tarafından satın alınarak kredi kullandırılabilir.[12]

Burada dikkat edilmesi gereken husus, nakdi kredilerin nakit olarak veya hesaben kredi müşterisine ödenmesidir.[13]  Konvansiyonel bankalarında ilgili tutarlar nakit olarak veya hesaben müşteriye ödenmekte iken, katılım bankaları açısından ise vekaleten alım-satım söz konusu olduğundan ancak müşterinin edinmeyi planladığı malvarlığının mülkiyetinin devir-teslimi şeklinde gerçekleşmekte, diğer anlamda nakit olarak elden veya hesaben ödeme söz konusu olmamaktadır.

Bu krediler, Türk Lirası, döviz veya döviz endeksli olarak kullandırılabilir. Döviz ve döviz endeksli krediler açısından ise, gerek Bankacılık Kanunu alt düzenlemeleri ve Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve 32 sayılı Karar’da anılan sınırlamalar önem arz etmektedir. Ayrıca, tüketici kredileri, konut kredileri ve nakdi/ayni karşılık olarak kullandırılan krediler de nakdi kredi olarak addedilmektedir.

Nakdi kredilerin kapsamına, BankK m. 48’de sayılan vadesi geçmiş nakdi krediler ve tahakkuk etmekle birlikte tahsil edilmemiş faizler de girmektedir. Vadesi geçmiş nakdi kredilerin vadesinin gelmesi kredi olma niteliğini değiştirmeyeceği için nakdi kredi olarak kabul edileceklerdir.[14] Zira, kredi verildikten sonra, tahsil edilinceye kadar niteliğini koruyacaktır.[15]

B) Gayrinakdi Krediler

Gayrinakdi kredilerde banka, satın alma gücünü, kredi alanın üçüncü kişiye karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu bir borcu ifa etmemesinden doğan riski üstlenmeyi taahhüt etmek suretiyle devretmektedir.[16] Bu kredide, kredi alan üçüncü kişiye taahhüt etmiş olduğu borcunu yerine getirmezse banka üçüncü kişinin zararını karşılamaktadır.[17] Gayrinakdi krediler başlıca, teminat mektubu düzenlenmesi, kefalet kredisi, aval ve kabul kredisi, akreditif kredisi olarak sayılabilir.

Teminat mektupları, üçüncü kişi olan mektup muhatabına karşı teminatı amaçlayan garanti sözleşmeleri olarak nitelendirilmekte olup, muhatap ile lehtar arasındaki temel ilişkiden bağımsız şekilde lehtarın belli bir riski garanti edilmektedir.[18] Kredi riskinin doğması, teminat mektubunun konusunu oluşturan riskin gerçekleşmesine bağlıdır.[19]

Kefalet kredisinde, banka tarafından müşterinin borcu için kefil olunmaktadır. Burada, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca kefalet ilişkisi kurulmakta ve banka müşterinin riskini üstlenmektedir.

Bir senede banka tarafından aval verilmesi, kabul veya ciro edilmesi, senedin ödeneceği yönündeki güveni arttıracak olup, senedin tedavülünü kolaylaştıracaktır.[20] Bankaların bu şekilde işlem tesis etmesi, müşterisinin belirli risklerini üstlenmesi anlamına geleceğinden dolayı gayrinakdi kredi ilişkisi olarak değerlendirilmektedir.

Akreditif işlemlerinin temelini ICC (Milletlerarası Ticaret Odası) tarafından belirlenen yeknesak kurallar oluşturmakta olup, iç hukukumuzda buna ilişkin detaylı bir düzenleme bulunmamaktadır. Akreditifte, ithalat ve ihracat işlemlerinde belirli belgelerin ibrazı halinde akreditif bedelinin ödenmesi söz konusudur. Burada, akreditif bedelini ödeyen banka, adına bedel ödenen kişiye rücu etmekte ve kredi ilişkisinin temelini bu işlem oluşturmaktadır.

V) NAKDİ VE GAYRİNAKDİ KREDİ ARASINDAKİ FARKLAR

Nakdi ve gayrinakdi krediler arasında belirli farklar bulunmaktadır. Esasen bu farklılık yükümlülük altına girilen edim ve riskten kaynaklanmakta olup, bu farklılıklar tek tek incelenecektir.

Gayrinakdi krediler ile nakdi kredilerde borcun ifası farklı bir usulde işlemektedir. Gayrinakdi kredilerde, banka, müşterisi lehine üçüncü bir şahsa karşı yükümlülük altına girmekteyken, nakdi kredilerde kredi borcu ilişkisi tamamen müşteri ile banka arasında olmaktadır. Gayrinakdi kredilerde, bankanın üçüncü bir kişiye yönelik olarak müşterisi lehine taahhüt altına girmesi amacıyla irade beyanında bulunmasıyla ifa tamamlanmakta olup bu işlem bir borçlandırıcı işlemdir. Nakdi kredilerde ise, ifa tasarruf işlemi olarak karşımıza çıkmaktadır.[21]

Nakdi kredilerde, bir miktar paranın verilmesi taahhüdü söz konusu olup, bu para verme borcunun üçüncü bir şahıs tarafından yerine getirilmesi mümkündür. Zira, bu borcun banka veya üçüncü bir kişi tarafından ifa edilmesi arasında alacaklı menfaati açısından bir farklılık bulunmamaktadır. Gayrinakdi kredilerde ise, borcun üçüncü bir kişi tarafından yerine getirilmesi mümkün olmayıp, bu kredi türünde banka kişiliğinin verdiği güvene dayanarak üçüncü bir kişiye karşı irade beyanında bulunmaktadır.[22]

Nakdi kredilerde, kredi kullandırma borcunun sadece müşteriye veya yetkili temsilcisine ifa edilmesi gerekir iken; gayrinakdi kredilerde ise ifanın müşteriye yapılması değil, müşteri lehine taahhütte bulunulan üçüncü kişiye ifanın yapılması gerekmektedir. Zira, ancak bu şekilde banka ifa borcunu yerine getirmiş olacaktır.[23]

Nakdi krediler açısından risk, ilgili kredi borcunun müşteri veya üçüncü bir kişi tarafından ödenmesi halinde sona erecektir. Şöyle ki, ilgili kredi taksitleri vadelerinde veya vadesinden sonra belirlenen faizleri/kar paylarıyla birlikte ödendiğinde bankalar ilgili tutarlar oranında risk düşümü yapabilecektir. Gayrinakdi kredilerde ise, bir taahhüt söz konusu olduğundan, ancak taahhütte bulunulan üçüncü kişinin bankayı ibra etmesi, garanti edilen tutara ilişkin garanti süresi veya zamanaşımı süresinin dolması hallerinde risk sona erecek, bu çerçevede de risk düşümü yapılabilecektir.

Bankacılık ve Finans Hukukundan kaynaklanan ve bankalarla yaşadığınız uyuşmazlıklar kapsamında dava süreçlerinizin yürütülmesi ve yine söz konusu işlemlerle ilgili hukuki danışmanlık talep etmeniz halinde iletişim kanallarımız üzerinden tarafımıza ulaşabilirsiniz.

Av. Mehmet Said SARIBAŞ
info@saribasakbaba.av.tr 

 

[1] Alıcı, Yaşar, Bankacılık Kanunu Şerhi -Cilt I, 2. Baskı, İstanbul, Mayıs 2017, s. 684.

[2] Taşdelen, Selim Servet, Bankacılık Kanunu Şerhi Cilt 1, Gözden Geçirilmiş 2. Baskı, Ankara, 2015, s. 567.

[3] Alıcı, s. 686-687.

[4] Alıcı, s. 692.

[5] Kaplan, İbrahim, Banka Sözleşmeleri Hukuku, 2. Baskı, Ankara, 2020, s. 291-292.

[6] Reisoğlu Seza, Bankacılık Kanunu Şerhi Cilt 1, Gözden Geçirilmiş 2. Baskı, Ankara, 2015, s. 873.

[7] Reisoğlu, s. 873-874.

[8] Reisoğlu, s. 876.

[9] Alıcı, s.694.

[10] Şit, Başak, Türk Hukukunda Banka Kredisi Kavramı ve Buna Bağlanan Sonuçlar Doktora Tezi, Ankara, 2010, s. 92.

[11] Reisoğlu, s. 881-929.

[12] Alıcı, s. 694.

[13] Kaplan, s. 294.

[14] Alıcı, s. 761.

[15] Reisoğlu, s. 882.

[16] Şit, s.116.

[17] Dursun Karaahmetoğlu, Şeyda, Nakdi Kredi Sözleşmesinin Banka Tarafından Feshi ve Sonuçları Doktora Tezi, İstanbul, 2018, s. 7.

[18] Reisoğlu, Seza, Banka Teminat Mektupları ve Kontragarantiler, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 4. Baskı, Ankara, 2003, s. 36. (TEMİNAT MEKTUPLARI)

[19] Şit, s. 118.

[20] Şit, s. 124.

[21] Gürses, Davut, Banka Genel Kredi Sözleşmesi, İstanbul, 2016, s. 350.

[22] Gürses, s. 352-353.

[23] Gürses, s. 355.